1 Ekim 2012 Pazartesi

seyahat ve ben

Bütün sehirler birbirinin aynısıdır der babam, o zaman gidip görecek ne var? Evet bir açıdan gerçekten de öyle, bir meydan, o meydana çıkan sokaklar, evler, insanlar, yaşamlar, her yerde aynısı. Böyle düşünenler, ısrarcı birkaç dostun ya da akrabanın sürüklediği birkaç seyahat dışında ömrü billah kımıldamak istemezler bi yere. Evlerindeki bir koltuğun yerinin değişmesi kadar uzak ve iç karartıcı bir ihtimaldir onlar için yeni şehirlerin hikayeleri. Başta kendi popoları olmak üzere hayattaki herşeylerini o kadar yerli yerine oturtmuşlardır ki, onlar için dünyanın orda başlayıp orda bittiğini düşündürürler bana. Kimileri ise tam tersine, tüm hayatını gezerek yaşamanın hayalini kurarken, buldukları her zamanı gezme fırsatına çeviremedikleri zaman soluksuz kaldıklarını hissederler. Yaklaşan tatil fırsatları için planlar yapılır, yerler ayırtılır. Ramazan bayramında Hindistan, kurbanda Antakya, hafta sonu ise asla boşa geçirilmeyip keşfedilmemiş en yakın sayfiye kasabasında almalıdırlar soluğu. Onlar için tüm şehirlerin bambaşka meydanları, bambaşka sokakları, insanları, yaşantıları vardır. O kadar başkadır ki, gezmedikleri zaman, yani onlar için zaman durduğunda, akıp giden günlerin, yaşantıların, yolların, hayaline dalıp, sonraki seyahatlerin büyüsü hissedilmeye başlanır, bazen bi tanesi bitmeden diğerinin planları yapılmaya çalışılır. Böyle bir gezgin ruhu taşımadığım kesin, ama ben de arada sırada da olsa gezmeyi severim. Yine de tıpkı babam gibi bazen bana da bütün şehirlerin aynı göründüğü olur. Kendimi de götüreceksem sanki her yer aynı gelecektir bana. Onca eziyetine, risklerine ve yorgunluğuna katlanıldığına değecek midir? Tabii herkesin böyle hissettiği zamanlar olur. Böyle anlarda silkelenmek için en iyi yol, evdeki eşyaların yerlerini değiştirmektir. Bir koltuğun yerini değiştirip, salonun yeni düzeninin keyfini çıkarın, hissettiğiniz tatlı şey, yeni bir şehri keşfederken de tanıdık gelecektir. Çünkü bizim dünyamız ne kımıldayamayacağımız kadar küçük ve dardır, ne de kendimizi kaybedebileceğimiz kadar büyük ve sonsuz...